ISSN: 2158-7051 ==================== INTERNATIONAL JOURNAL OF RUSSIAN STUDIES ==================== ISSUE NO. 3 ( 2014/1 ) |
“MALAKANLAR-Rus Köylü Hareketlerinden Günümüze Malakan İnancı” ,. Nükhet Eltut Kalender*, Yüzüncü
Yıl Üniversitesi, Antropoloji Bölümü, Sosyal Antropoloji Anabilim Dalı Başkanı
Yrd. Doç. Dr. Çakır Ceyhan Suvari Ütopya Yayınevi'nden "Malakanlar – Rus Köylü Hareketlerinden Günümüze Malakan
İnancı" adlı bir kitap yayımlamıştır. ISBN: 978-605-5580-43-8. Yazarın
2013 yılı Mart ayında yayımlanan kitabı yayınevinin Sosyoloji-Antropoloji
Dizisi arasında yer almakta olup, 143 sayfadan oluşmaktadır.
"Malakanlar – Rus Köylü Hareketlerinden
Günümüze Malakan İnancı" adını taşıyan bu kitap dört bölümden oluşmakta
olup, yazarın Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü'nde hazırlamış olduğu "Dinsel Geleneğin Etnisite İnşasında
Oynadığı Rol: Malakanizm Örneği" başlıklı doktora tezinden
türetilmiştir.
Yazar,
kitabının önsözünde Türkiye'de Malakanlar üzerine antropolojik bakış açısıyla
değerlendirilmiş herhangi bir eserin bulunmaması sonucu, hazırlanma gereksinimi
doğan antropolojik yaklaşımla Malakanların hem dışarıdan hem de kendi içlerinde
yer alan gerilim ve çatışma potansiyeline vurgu yapıldığından söz etmektedir.
Kitabın
birinci bölümünde Antropolojik Alan Araştırması'na yer verilmektedir. Alan
araştırması Azerbaycan'ın İvanovka Köyü ile Kars'ın Arpaçay ilçesini kapsamakta
olup kitabın temelini oluşturan alan araştırmasının İvanovka Köyü'nde
gerçekleştirildiği ve Arpaçay alan araştırmasında elde edilen verilerle
İvanovka Köyü verilerinin desteklendiği görülmektedir. Bu bölümde, yazar Azerbaycan hakkında
edindiği genel bilgilerin yanı sıra İsmayıllı bölgesinde bulunan İvanovka
Köyü'nün kuruluşu, tarihçesi ve bu topraklara yerleştirilen Malakanlar ile
Dukhoborlardan, İvanovka Köyü'nde yaşayan Malakanlar ile ilgili verilere nasıl
ulaştığından ve bu bölgede yaşayan Malakanların yaşam tarzlarından söz ederek
okuyucuyu bilgilendirmektedir.
Kitabın
ikinci bölümünde ise, öncelikle yazar Rusların Hristiyanlığı kabul etmesinden
yola çıkarak, Rus Köylülüğü ve Köylü Hareketleri, Özgür Köylülükten Köleliğe –
"Krestiyane'den Mujik'e" – Geçiş, Rus Ortodoks Kilisesi'ndeki
Ayrılıklar, Dukhoborlar, Malaknizmin Ortaya Çıkışı, Sovyetler Birliği Dönemi ve
Sonrası Malakanların Durumu gibi birçok konuya temas ederek Malakan Tarihi
hakkında detaylı bilgilere yer vermiştir.
Kitabın
"Malakanizmin Ortaya Çıkışı" alt başlığını taşıyan kısmında
Malakanlara dair bilinen en eski kayıt olarak XVIII.yy ortalarındaki Rus yazılı
kaynakları işaret edilmektedir. Özellikle de Rusya'nın güneyindeki Tambov ve
Voronej bölgelerindeki Malakanlardan bahsedildiği belirtilmektedir.
Malakanizmin bir köylü hareketi olarak ortaya çıkmasına rağmen Ortaçağ köylü
hareketinden farklı bir seyir izlediği konusuna da vurgu yapılmıştır.
Malakanizmin her türlü şiddete karşı olmak, silah taşımak ve kullanmak,
militarizmin simgesi olan üniforma giymek gibi yasaklanan temel prensiplerinin
ise, Malakanların, Hz. İsa'nın şiddet karşıtı yönünü kendilerine düstur
edinmelerine dayandırılmaktadır. Kitapta Malakanizm hareketinin öncüsü olarak
terzi Semon Uklein'den söz edilmektedir.
Yazar, Malakanizmin tarihçesi, prensipleri ve gelişim süreci hakkında verdiği
bilgilerin ardından "Sovyetler Birliği Dönemi ve Sonrası Malakanların
Durumu" başlığı altında inceleme ve değerlendirmelerini sürdürmektedir. Bu
değerlendirmelere göre; Malakanlar, Çarlık döneminde baskı, katliam ve
sürgünlere maruz kaldıklarından hem iktidarla / devletle hem de iktidarın
onaylayıcısı Rus Ortodoks Kilisesiyle aralarına mesafe koymuşlar, hatta Çarlık
Rusyası'nı kendi devletleri olarak içlerine sindirememişlerdir. Malakanların
Sovyetler Birliğini - Çarlık Rusyası'nın aksine - sahiplendikleri görülmektedir. Hatta
devrimden sonra Kars'taki 35 Malakan köyünden 32'si Sovyet topraklarına göç
etmiştir.
Yazar,
Sovyet Dönemi'nde Malakanların ibadet yerleri olan ve Rusça'da "toplanılan
yer" anlamına gelen "Sabranya" da ayin yapması ve Presivitery
olarak adlandırılan Malakan din adamlarının faaliyetlerinin yasaklandığını ve
dinsel bilgi aktarıcıları ve tören yöneticileri rolünde olan Presviterylerin bu
yasaklardan olumsuz etkilendiğini ve bu durumun sonucu olarak zamanla
Malakanların dini öğretecek Presvitery bulmakta zorlandıklarını dile
getirmektedir.
Yazar
Suvari, Sovyetler Birliği sonrası dinsel ve etnik gerilim ve çatışmaların eş
zamanlı yükselişe geçtiği bilgisine yer vererek Kafkasya Bölgesi'nde yaşayan
Malakanlar ve Doukhoborların, hem Kafkasların yerli halklarıyla, hem bölgesel
otoritelerle karşı karşıya kalmış, hem de farklı gruplar arasında yaşanan
çatışmalarda suçlandıklarını Gürcistan ve Rusya arasındaki gerilimin sonucu
olarak Gürcistan'daki Malakanların Rusya'ya göç etmek zorunda kalmaları ve
Karabağ Savaşı'ndan sonra İvanovka'daki Malakanların, köydeki Müslümanlarca
"Ermenilerle iş birliği yapmak"la suçlanmaları ile
örneklendirmektedir.
Yazar,
Sovyetler döneminde Malakanların Çarlık dönemindeki sürgünleri ve ölümü göze
alarak savundukları askerlik, alkollü içki tüketimi ve domuz eti yememek gibi
bazı dinsel değer ve pratiklerden feragat ettiklerine, Sovyetler sonrasında ise
dini pratiklerini yerine getirebildikleri halde, yaşadıkları bölgelerde meydana gelen etnik ve
dinsel çatışmaların arasında kalmış olmalarının, hatta hedef haline gelmelerinin
daha ciddi sorunlar yarattığına, misyonerlik faaliyetlerinin de yine cemaat
içerisinde huzursuzluğa neden olduğuna ve Malakan kimliğini tehdit ettiğine
dikkat çekmektedir.
Kitabın
üçüncü bölümü “Karslı Malakanlar” adını taşımakta olup, bölüm Çarlık Döneminde
Kars’ın Durumu ve Malakanların Kars’a Sürgünü” ve “Cumhuriyet Döneminde
Malakanların Durumu” adlı iki alt başlık altında yapılan değerlendirmelerden
oluşmaktadır.
Kars ve
Malakanlar arasındaki bağlantıyı yazar, Çarlık döneminde Kars’ın Rusya’ya bağlı
bir sürgün yeri olması ile açıklamaktadır. 1880-1881 yıllarında Kars’a
yerleştirilmeye başlanan Malakanların o bölgede otuz beş köy kurduğu ve II.
Nikolay döneminde baskı ve katliamlara rağmen inançlarından vazgeçmemeleri
üzerine sürgün edilerek Kars’a yerleştirildikleri bilgisini aktarmaktadır.
Kitapta Çar
döneminde Kars ahalisinin dvoryanstvo (zadegân), duhovenstvo (ruhban), gorodnii
soslovii (kentli), ve krestyanstvo (köylü) olmak üzere dört sınıfa ayrılmış
olduğundan, o dönemde tarım, sanayi ve şehir planı başta olmak üzere birçok
yenilik yapıldığından, sanayi alanında yapılan yeniliklerin arasında yağ
imalathanesi, peynir imalathanesi, değirmencilik, dericilik, dokumahane,
şaraphane, bira imalathanesi, boyahane, madensuyu imalathanesi, briket
imalathanesi, kireç ocağı ve kerpiç tuğla ocağı; tarım alanında ise Malakan atı
ve Malakan ineğinin yaygınlaştırılmasıyla ekilebilir arazinin iki katına
çıkarılması ve süt ve süt ürünleri elde etme gibi yeniliklerden söz
edilmektedir.
Ayrıca
yazarın elde ettiği veriler arasında Çarlık döneminde nüfusu 292.498 olan
Kars’ta 12.764 Malakan nüfusunun olduğu ve bugün Arpaçay olarak bilinen
bölgenin o dönemdeki adıyla Zaruşat başta olmak üzere Selim ve Göle ilçeleri
ile merkez köylerine yerleştirildiği, Selim ilçesinin de Malakanlar tarafından
kurulduğu ve asıl adının Nova Selim olduğu, günümüzde Kars’ta üretimi yapılan
lahana, ayçiçeği ve şekerpancarı başta olmak üzere pek çok ürünün ilk kez
Malakanlar tarafından yapıldığı bilgilerine yer verilmiştir.
Yazar,
Kars bölgesine yerleşen Ortodoks Rusların büyük bir çoğunluğunun asker kökenli,
geri kalanlarının ise ticaretle uğraşan kentliler olduğunu belirterek
Malakanlar ile bu grup arasında dinsel olarak etnik sınır varlığından söz
etmektedir.
Kitapta
1920 Gümrü Antlaşması’nın imzalanmasının sonucu olarak; Kars’ın Türkiye’ye
bırakılması üzerine ülkelerine geri dönen Ruslar ile birlikte Malakanların da
önemli bir kesiminin döndüğü, gitmek istemeyen Malakanların ise hukuki olarak
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayılarak 1962’ye kadar Arpaçay ilçesine bağlı
Yalınçayır, Atçılar ve Çalkavur köylerine yerleştirildiklerine dair bilgiler
aktarılmaktadır.
Ayrıca
kitapta Cumhuriyet döneminde, 1962’de dinsel kaygılar nedeniyle Kars’ta kalan
Malakanların Türkiye’den Rusya, ABD, Kanada ve Meksika’ya göç ettikleri ve 1960
yılında yapılan nüfus sayımına göre Türkiye’de kalan Malakanların sayısının
1500’ün üzerinde olduğu da ifade edilmektedir. Malakanlarda 7-9 göbeğe kadar
olan akraba evliliğinin yasak olması ile ortaya çıkan evlenme sorunu ve 1950’li
yıllarda Türkiye’de gayrimüslimler üzerindeki baskının artarak Kars’ta bazı
kesimlerin Malakanların arazilerine ve mallarına göz dikmeleri, Malakanlara
askerlik zorunluluğu getirilmesi gibi bazı faktörlerin bu göçlerin başlıca
nedenleri arasında görülmektedir.
Yazar
yapmış olduğu incelemeler sonucunda günümüzde Türkiye’de yaşayan Malakan
kalmadığını, Arpaçay’da anadili Rusça olan küçük bir topluluğun bulunduğunu, bu
grubun önderiyle yaptığı şahsi görüşmede “Baptist” olduklarını ve Malakan
olarak tanımlanmaktan rahatsızlık duyduklarını, çünkü yöre halkına göre bu
grubun anadillerinin Rusça olması ve Hristiyan bir grup olmaları nedeniyle
Malakan sayıldığını öğrenmiştir.
Kitabın “Alan
Araştırması Bulguları” adını taşıyan dördüncü bölümü İvanovka’da Din Merkezli
Aidiyetler, İvanovka’da Toplumsal Bellek, Teritoriya ve Anavatan Miti, Endogami
Kuralı, İvanovka’da Farklı Gelenekler, İvanovka’da Ekonomik İlişkiler,
İvanovka’daki Etnik Kimliklerin İnşasında Çatışmanın Rolü, İvanovka’da
“Ötekilik”, İvanovka’daki Etnik
Kimliklerin İnşasında Önyargılar ve Stereotipler, İvanovka’daki Etnik
Kimliklerin İnşasında Dil ve Din Faktörü gibi alt başlıkları kapsayan bir
çalışma niteliğindedir.
Yazar
Çakır Ceyhan Süvari’nin Malakanlar- Rus
Köylü Hareketlerinden Günümüze Malakan İnancı adlı kitabı Malakan tarihi,
Malakanizmin ortaya çıkışı, Malakanların Kars’a sürgün edilişi, Türkiye ve
Azerbaycan’daki Malakanların geçmişteki ve günümüzdeki durumları gibi konulara
ilgi duyan herkesin dikkatini çekecek ve araştırmacılar için referans
olabilecek geniş kapsamlı bir kitaptır.
*Nükhet Eltut Kalender - Yard. Doç. Dr. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Rus Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı,
e-mail: neltut@mynet.com
© 2010, IJORS - INTERNATIONAL JOURNAL OF RUSSIAN STUDIES